Başkan Yardımcısı Yılmaz: Temel hedefimiz istikrar içinde büyümek
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 6 bakanla bir araya geldiği ‘2023 2. Yarısı’ dedi. ekonomiGörüşmenin ardından, “Kamu ve özel sektör ile temel hedefimiz istikrar içinde büyümek, gelişmek ve toplumsal refahı artırmaktır. Bu anlamda bir amaç birliği içindeyiz.”
Fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadele teklifleri temalı ‘2023 2. Yarı Ekonomi ve İstişare Toplantısı’ Ticaret Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı katıldı. Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplandı. . Toplantıda ayrıca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği de katıldı. , Anadolu Aslanları İşadamları Derneği, Türkiye Seyahat Acenteleri Derneği, Türkiye Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Türkiye Müteahhitler Birliği, Uluslararası Nakliyeciler Derneği, İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği, Türkiye İktisadi Teşebbüs ve İş Ahlakı Derneği, Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu, Birleşmiş Markalar Derneği, Türkiye Perakendeciler Federasyonu, Gıda Perakendecileri Derneği, Tüm Lokantacılar ve Turizm Derneği, Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği ve e-ticaret platformları devreye girdi görüş ve önerileriyle katkıda bulunabilecekleri bir yer.
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 4 saat süren görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu. Temel hedeflerinin istikrar içinde büyümek ve gelişmek olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Kamu ve özel kesimle birlikte temel amacımız istikrar içinde büyümek, gelişmek ve toplumsal refahı artırmaktır. Genel hedefimiz bu. Bu anlamda; amaç birliği içerisindeyiz.Büyümeyi istikrarlı bir biçimde ve istikrarlı bir ortamda gerçekleştirmek değerlidir.Burada en çok vurgulanan noktalardan biri de serbest piyasa ve rekabetin esas olduğudur.Bu bağlamda finansal istikrarın önemi ve fiyat istikrarının altı çizildi.Enflasyonla mücadele, fiyat istikrarını sağlama çabası sadece ekonomik anlamda değil toplumsal anlamda da son derece değerlidir.Bu nedenle enflasyonla mücadele etmek gereklidir, bu konuda genel bir görüş birliği olduğunu söyleyebilirim. sabırla ve ısrarla yapılması gereken noktadır.” Yılmaz, girdi maliyetlerini düşürücü, girdi maliyetlerini düşürücü ve enflasyona yönelik arzı artırıcı politikaların öneminin vurgulandığını belirterek, “Elbette yine makro, para politikası ve maliye politikası, genel çerçevede, arzı artırıcı ve girdiyi azaltıcı politikalara odaklanıyor. Bu kapsamda birçok arkadaşımız gıda konusuna ağırlık verdi.Konut arzının artırılması ve konut maliyetlerinin düşürülmesi konusunda değerli görüşler dile getirildi.Bütçede disiplini sağlarken, başta deprem olmak üzere artan harcamaların da önüne geçilmemesi için çalışıyoruz. bütçe açığımızı belli bir seviyenin üzerine çıkarmayın.Bu çalışmalar çerçevesinde depremle ilgili tek seferlik harcamaları bütçede hariç tutarak Türkiye’yi rayına oturtmak temel hedefimizdir.Bu kapsamda; bazı tedbirler aldık. Gelir tedbirleri aldık. Ama bunlar yeterli değil. Harcama tedbirleri de alınmalı. Bu kapsamda genel bir beklenti dile getirildi diyebilirim.” Yılmaz, kamuda daha fazla kemer sıkma tedbirleri alınması yönünde bir beklentinin de dile getirildiğini belirterek, “Cumhurbaşkanlığımızın bu konuda bir genelgesi var. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı bir çalışma var. Bunları kamuoyu ile paylaşacağız.” Genel olarak tasarruf açığının önüne geçebilmek için cari açığın azaltılmasına yönelik tedbirlere değinildi.Cari açık bazında tasarruf açığıdır.Bu nedenle yurt içi artırdığımızda kamu ve özel kesimdeki tasarruf oranları ile cari açığı aşağı çekmiş olacağız.Bu çerçevede sanayi politikalarının da değerli bir rol oynayacağını düşünüyoruz.” Orada bir mutabakat olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Patronu, işçisi, muhasebecisi ile toplumun her kesiminde bir vergi reformu beklentisi olduğunu söyleyebilirim. Burada özellikle dolaysız vergilerin payının artırılması başta olmak üzere vergi sisteminin sadeleştirilmesi yönünde bir beklenti olduğunu söylemeliyim. Toplumun tüm kesimleri, bir yandan sosyal adaleti sağlayan, diğer yandan da halkın gelirini istikrarlı bir şekilde koruyan bir vergi reformuna ihtiyaç olduğunu belirtmektedir. Toplantıda dijital dönüşüm ve her alanda desteklenmesi konusu gündeme geldi. Bir yandan devlette e-devlet uygulamalarına, diğer yandan özel kesimde bu dijitalleşme sürecinin devamına ağırlık verildi. Sektörümüzün arsa sorunu yeniden gündeme gelen bir konu. Burada bazı uluslararası karşılaştırmalar yapılmış ve sanayiye ayrılan arazilerin artırılması gerektiği tartışılmıştır. Tabii ki çevre, tarım ve diğer konulara dikkat edilerek sanayinin ihtiyacı olan arazinin uygun maliyetlerle sağlanması noktasında bir çalışma gündeme getirildi. Başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile Tarım ve Orman Bakanımız olmak üzere ilgili bakanlarımız bütüncül bir çerçevede sağlam kriterlerle bu alanda çalıştıklarını dile getirdiler. En çok konuşulan konular.Para politikamız çerçevesinde atılan bazı adımlar var.Kredilerde miktarsal sıkılaştırma denilen uygulamalar var.Ancak bu toplantıda da belirttiğim gibi ihracat,yatırım ve üretim konuları hariç tutuluyor. Tüketim noktasında ya da büyüme ile pek ilgili olmayan noktalarda niceliksel sıkılaştırma yapılırken, ihracatımızı artıracak, yatırım ve üretimimizi artıracak konularda daha esnek bir tutum olduğunu belirtmek isterim. bunun yansımalarını önümüzdeki aylarda daha iyi şekilde göreceğiz.İhracat ve döviz kazandırıcı faaliyetler bizim için çok değerli.Bir yandan ülkemiz ithal işler yurt içinde üretiyor; ama bir yandan da daha fazla ihracat yaparak, sadece mal değil, daha fazla hizmet ihraç ederek döviz kazandırıcı faaliyetleri geliştirmesi gerekiyor. Burada en az tedbir kadar katma değerin de çok değerli olduğundan bahsedildi. Türkiye’nin daha fazla teknoloji içerikli, daha fazla bilgi içerikli ve katma değeri yüksek eserler haline getirilmesi noktasında genel bir mutabakat olduğunu söyleyebilirim. Bunu yaparken klasik kollar ve ağır iş kollarını ihmal etmeden yapılması gerektiğine de değinilmiştir. Bir anlamda iki sınırlı bir stratejiden bahsedebiliriz. Bir yandan ihracatımızı ve döviz kazandırıcı faaliyetlerimizi katma değeri yüksek ve teknolojik içeriği yüksek alanlarda geliştirmek, diğer yandan istihdamın yoğun olduğu sektörlerde dönüşümün desteklenmesi şeklinde tarif edebilirim. bölgesel politikalarımızı dikkate almak ve bu alanları ihmal etmemek. Bu nedenle verimliliği, büyümeyi artıran, istihdamı ve bölgesel kalkınmayı destekleyen çerçeveye odaklanıldığını söyleyebilirim.” Orta Vadeli Programımızla ilgili epeyce teklif aldık. Eylül’de toplum” dedi.